27 Ağustos 2013 Salı

BUZDOLABINDAKİ KÖPEK



Yazar: Behiç Ak
Resimleyen: Behiç Ak
Yayınevi: Günışığı Kitaplığı
Basım Yılı: 1. basım - Haziran 2012
Okuduğum Tarih: Yaz Tatili
Özet/Yorumlar:

"Buz dolabında köpek olur mu hiç!"
Eğer alışılmadığı ortama getirilirse olur tabii.
Cem'in halası, hiç yerinde duramaz. Köy sakinleri bile şaşırır bu duruma. Sevgi Hanım kimseye benzemiyordur. Her zaman yapacak bir işi, gideceği bir yeri vardır mutlaka. Birgün Sevgi Hanım köye geldiğinde Cem'e Rusya'dan aldığı bir Husky yavrusu getirir. Cem havalara uçar tabii;ama anne ve babası farklı düşünüyorlardır.
Afacan, büyümeye başladı. Artık köyün sıcak havası onu rahatsız etmeye başlamıştır. Hatta bir keresinde kaybolduğunda, dondurmacının buzluğunda uyurken bulunmuştur. Afacan, günün birinde tekrar ortadan kaybolur...

Eğer bir köpek almayı düşünüyorsanız, yaz günlerinin sıcağına dayanabilecek bir köpek seçmelisiniz. Köpekleri çok seviyorum. Huskyleri de. Ama asla Türkiye'de husky cinsinden bir köpek almam. Yolda yürürken birsürü köpek görüyorum. Dili dışarıda soluk soluğa bir Husky... Yazık değil mi o canlılara da. İnsanlar bazen o kadar bencil oluyorlar ki diğer canlıları düşünmüyorlar. Bunu anlamak için küçük bir empati yeterli. Sadece, kendimizi köpeğin yerine koymalıyız.



19 Temmuz 2013 Cuma

DEDEM BİR KİRAZ AĞACI - YAZ TATİLİ





        Bu kitabı daha önce blogumda yayınlamıştım. Ama Dedem Bir Kiraz Ağacı kitabını yorum yazısını çıkartmamız için yaz tatili ödevi verdiler. Ben de blogumda yazdığım yazıyı yazdım. Bir de ekstra olarak bir yazı daha yazdım:
 
        Bu kitap bende daha önceden vardı. Dedem Bir Kiraz Ağacı kitabını da kitap fuarından almıştım. Kitabı, 5.sınıftaki Türkçe öğretmenim olan Ayşe öğretmende görmüştüm. Teneffüslerde, öğretmen masasında bu kitabı okuyordu. Ben de kitabın zevkli olacağını düşünüp, almıştım. Ve nedense, Dedem Bir Kiraz Ağacı kitabını yaz tatili ödevi için verecekleri içime doğmuştu.
        Bu arada kitabı okuduğuma da pişman olmadım; fakat Angela Nanetti isminde bir yazar duymamıştım. İşte o nedenle yazarın geçmişini de okudum ve kitabın bu kadar güzel olmasına hiç şaşırmadım.
 
 

18 Temmuz 2013 Perşembe

DEV ŞEFTALİ

Bu klitap, bizim yorum yazısını yazmamız istenilen yaz tatili ödevimiz:


Yazar: Roald Dahl
Çeviren: Lale Akalın
Resimleyen: Quentin Blake
Basım Yılı: 15.Basım
Yayınevi: Can Çocuk
Okuduğum Tarih: Temmuz 2013









Özet:

        Her zaman bu gibi kitap yorumlarında Bu kitap…” diye başlarım. Fakat şimdi yazar hakkında konuşmak istiyorum: Roald Dahlın fazla kitabını okumadım; ama iki-üç kitabından bildiğim kadarıyla harika kitaplar yazıyor. Ben bu yüzden kitap fuarına gittiğim zaman bu kitabı almıştım. Yani Dev Şeftali bende daha önceden vardı; ama ne yazık ki okumaya fırsatım olmamıştı.
        Bu kitabı bitirdikten sonra düşündüğüm şey, yorum yazısını nasıl yazacağım olmuştu. Gerçekten masalsı bir roman oluğunu söylemeliyim. Romanda geçen neredeyse her olay gerçek hayatta olamayacak olağanüstülükler içeriyor: Şeftalinin büyüyerek dev kadar olması ve içinde ateşböceği, solucan, kırkayak, çekirge, örümcek, gelinböceği ve ipekböceğinin yaşaması, hayvanat bahçesinden kaçan bir gergedanın Jamesin annesini ve babasını yemesi
        Okuldan verilen tüm kitaplar gibi bu kitabı da çok sevdim. Gerçekten güzel bir kitap. Kitabın kapağında Roman yazıyor ;fakat Dev Şeftali kitabını okurken onun masal olduğunu düşünmüştüm. Demek ki romanlar da masal olabiliyormuş.
 
 
         

16 Haziran 2013 Pazar

DEDEM BİR KİRAZ AĞACI

 
Yazar: Angela Nanetti
Çeviren: Sema Tuksavul
Resimleyen: Anna Balbusso - Elena Balbusso
Basım Yılı: 1. BASKI - Nisan 2011
Yayınevi: Günışığı Kitaplığı
Okuduğum Tarih: Mayıs 2013
Özet: Tonino şehirde yaşayan küçük bir çocuktur. Babaannesi ve dedesi onlarala beraber yaşarken, anneannesi ve dedesi ise köyde yaşamaktadır. Tonino, köyde yeşeyen anneanne ve dedesini çok özler ve sık sık onlara giderler. Köyde, Tonino'nun annesinin küçükken diktiği bir kiraz ağacı (Felice) ve anneannesinin kazı Alfonsina Tonino için çok önemlidir.

Bu sırada Tonino'nun anneannesi ölür. Bu herkes için çok üzücü olur. Böylece anneannenin çiçeklerine ve Alfonsina'ya dedesi bakmak zorunda kalır. Yazın, Tonino ve annesi köye, dedesinin yanına gelirler. Sonra da annesiyle babası boşanırlar ve ayrı yaşamak zorunda kalırlar.

Tonino'nun dedesi bir gün hastalanır ve hastanelik olur. sonra da ölür. Artık Tonino ve annesi burada yaşamaktadırlar. Bir akşam Tonino'nun babası gelir ve bir hafta, ondan sonraki gün ve ondan sonraki gün de kalır ve bir daha hiç gitmez.

7 Nisan 2013 Pazar

PİPPİ UZUNÇORAP


Yazar: Astrid Lindgren
Resimleyen: Ingrıd Vang Nyman
Çeviren: Ali Arda
Basım Yılı: 1. Basım - Temmuz 2009
Yayınevi: Kanat Çocuk
Okuduğum Tarih: Mart 2013
Özet: Bu kitapta Pippi adında bir kızın maceraları anlatılıyor. Pippi, dokuz yaşında olmasına rağmen kasabadaki küçük villasında tek başına yaşar. Babası bir adada siyah adamların kralı olmuştur. Annesi ise gökte bir melektir. Bbasının ona verdiği bir maymunu ve kocaman bir atı vardır. Pippi çok güçlü, ayrıca da saf bir kızdır. Bu yüzden kitaptaki bir macerasında, polislerle elim sende oynarken, polisleri kaldırıp çitlerin üzerine fırlatabilmesine şaşmamalı.

Villa Villekulla'da yaşarken, adları Annika ve Tommy olan ikizlerle tanışır.

Pippi Uzunçorap'ın yazarı olan Astrid Lindgren, akciğer iltihabı nedeniyle hasta yatan kızına masallar uydururken, kahramanımız Pippi ortaya çıkmıştır. Gerçekten ortaya çıkış hikayesi biraz garip.

Astrid Lindgren Alman olduğu için, Pippi orada bir ünlü gibidir. Bildiğim kadarıyla Almanya'da  hala Pippi'nin dizi ve filmleri izleniyor. Eskiden TRT'de de Pippi'nin dizileri çıkıyormuş. Ama ben bu filmleri izlemediğim için bilmiyorum.

Yine de şunu söyleyebilirim:
Bu kitabı okurken inanılmaz zevk aldım ve herkesin okumasını isterim.


31 Mart 2013 Pazar

NE GÜZEL BİR SÖZ...

Ah, hiç anlamaz ki büyükler.
Ve hiç öğrenemeyecekler
Oysa ne kadar kısa yol periler ülkesine
Mor tepelerin bir ucundan hop diğerine

                                       Alfred Noyes

23 Mart 2013 Cumartesi

SOKAKLARDAN BİR ALİ

Yazar: Canan Tan
Resimleyen: Gözde Bitir Sındırgı
Basım Yılı: 14. Basım - 2011
Okuduğum Tarih: Mart 2013
Yayınevi: Altın Kitaplar
Sayfa: 160
Özet:
Önce şunu bir okuyun:
Sokaklarda altıncı ayım. Artık ben de onlardan biriyim. Kimi gün işsiz, kimi gün çaresiz; ama hep karamsar... Yaşadığım zamanın dışına çıkamıyorum. Yarın ne olacak bilmiyorum. Yıllarını böyle geçirenler var çevremde... İtilip kakılmayla biten günün ardından, bir apartman girişine kıvrılan ya da duvar diplerine, parklardaki banklara, hatta bankaların para çekme kabinlerine sığınanlar... Soğuktan mosmor olmuş yalın ayaklar... Bir lokma ekmek uğruna harcanan çaba... Kedilerin, köpeklerin, tozun, toprağın arasında öbek öbek çocuklar... İtiş kakış oynanan oyunlar... Ellerinde ciklet, şeker, kağıt mendil kutuları... "Abi sakız... Abi mendil... Abi silelim... Abi parlatalım..." Yüzleri gözleri kir pas içinde, çelimsiz, ağlamaklı, boynu bükük küçük insanlar... İşte onlardan biri de benim artık! Diğerlerinin anlattıkları, yaşadıkları,  benim gelecek günlerim...

Kimdir "Sokaklardan Bir Ali" ?...
     "Delice yağan bir yağmur... Ya da dondurucu soğuk bir hava... Gecenin ilerlemiş bir saati... Sıcacık evlerinizde oturup televizyon seyrederken, aklınıza geldiğim oluyor mu?
       Arabanızın camını silmeye çalıştığımda daha beter siliyorum diye azarlamıştınız beni; hatırladınız mı? O küçücük, kirli, yapışkan sokak çocuğuyum ben. Nerede barındığımı, ne işler yaptığımı, bir lokma ekemk uğruna nasıl bir yaşam savaşı verdiğimi merak ettiniz mi hiç?
       Sokağın, önümüze serdiği sınırsız özgürlüğün bedeli olarak, bizleri tutsak ettiği kötü alışkanlıkları, tineri, baliyi ve adım adım sürüklendiğimiz batağı biliyor musunuz?" ...

NOT: Demin okuduğunuz bölümler kitptan alınmıştır.

Siz de etkilendiniz mi? Gerçekten çok etkileyici. Umarım şimdi kitabı az çok anlamışsınızdır. Bu cümleler kiyabı en iyi açıklayacak cümleler. Bunların üzerine söylecek pek fazla şey yok aslında...
Daha önce yine Canan Tan'ın aynı yayınevinden çıkarttığı "Beyaz Evin Gizemi" diye bir kitap okumuştum ondan da çok etkilenmiştim. Orada da engelli bir çocuktan bahsediliyordu. Ama açıkçası bu kitap bana göre çok daha etkileyici.
Ayrıca bu kitap "İzmir Büyükşehir Belediyesi Çocuk Romanları Ödülü" almış.

28 Şubat 2013 Perşembe

DOMATES SAÇLI KIZ

Yazar: Sevim Ak
Resimleyen: Behiç Ak
Okuduğum Tarih: Şubat 2013
Basım Yılı: 13. Basım - Ağustos 2011
Sayfa: 190
Özet: Bu kitabın biraz acıklı olduğunu söyleyebilirim. Doğduğundan beri tetiştirme yurdunda kalan bir kızın romanı bu... Kızın adı Güneş'tir
Birgün yetiştirme yurdunun kapısında bir bebek bulunur. Bu Güneş'tir. Kız, dokuz yaşına kadar orada kalır ve büyür. Aynı zamanda orada bir sürü arkadaş edinir: Yıldız, Su, Kiraz, Erik, Işık... Yetiştirme yurdunda kendine en yakın hissetiği, doğduğundan beri hep onun yanında olan, onu evine götürüp tıpkı bir anne gibi  bakan Sulak Annesini çok sever.
Sonra işler karışmaya başlar ve Güneş'in geçek annesi onu alıp evine götürür. Annesi Güneş'in babasıyla boşanıp, başka bir adamla evlenmiştir ve onun da bir oğlu vardır. Güneş, evdekilerle hiç iyi geçinemez, hep yalnız kaldığını düşünür...
Sevim Ak'ın en çok sevdiğim kitabı olan Domates Saçlı Kız'ı herkese tavsiye ediyorum!

EN SEVDİĞİM YAZARLARDAN BİRİ: SEVİM AK



Geçen gün Sevim Ak sonunda okulumuza geldi! Yazar olmasına şaşmamak lazım aslında. Bu bakımdan çok renli bir geçmişi var. Eskiden küçük bir mahallede otururmuş. Zaten kitapları da hep mahalle aralarında, sokaklarda geçiyor.
Konferans yapılırken birbirinden ilginç ve güzel sorular geldi:
"İlham kaynağınız nedir?"
"Behiç Ak'ın resimlediği çoğu kitabınızın kapaklarında kedi resimleri var. Bunun özel bir nedeni var mı?"
"Kitap kapaklarınız çok ilgi çekici ve değişik. Bunlar nereden aklınıza geliyor?"
İşte daha bunun gibi pek çok sorular...
Sevim Ak, bunlara sırasıyla şöyle cevap verdi:
"Her zaman yanımda bir defter bulundururdum ve yaşadığım olayları yazardım. Buunların hepsi benim için çok değerli ilham kaynakları..."
" İkimiz de kedileri çok seviyoruz. Şu an o da kedi besliyor ve benim de evimde iki tane kedi var. Kediler çok güzel hayvanlar..."
"Kitaplarımı yazdıktan sonra, en son aşama benim için başlık bulmaktır ve bu çok zordur. Günlerce düşünürüm ve başlık bulamam. Son anda "Kitabınıza bir saat içinde başlık bulmalısınız" denildiğinde elim ayağıma dolaşır ve bir başlık bulabilirim o yüzden başlıklarım hep saçmasapan olur :)"



 
Kitap imzalatma zamanı geldiğinde, ben onun en sevdiğim kitaplarından biri olan "Domates Saçlı Kız" kitabını imzalattım. Okitabı gerçekten çok seviyorum...

Satıştan aldığım kitaplar ise: "Saçlarında Soru İşaretleri"
                                                  "Şarkını Denizlere Söyle"
                                                  "Az Buçuk Teo"
Bu kitaplara da şüphesiz hayran kalacağım...








TELEVİZYONA DÜŞEN ÇOCUK GİP

Yazar: Giani Robari
Resimleyen: Sedat Girgin
Çeviren: Eren Cendey
Okuduğum Tarih: Şubat 3013
Basım Yılı: 1. Basım - 2009
                    2.Basım - 2010
Sayfa: 189
Özet: Almadan önce bu kitabın 1970'de Andersen ödülü aldığını gördüm ve "Bu kitabı okumalıyım" diye düşündüm. Yine de yanılmışım. Bana göre bir kitap değilmiş. Ama yine de televizyon seyretmeyi seven, televizyonla arası iyi olan kişilere tavsiye ediyorum. Hiç şüpe yok ki beğeneceklerdir.

26 Şubat 2013 Salı

SEVİM AK

      Bugün okuldayken, okulumuza SEVİM AK'ın geleceğini duydum ve şok oldum! Gerçi biz birinci sınıftayken de gelmişti;ama bir daha geleceğini bilmiyordum. Fakat şöyle bir sorun var: Onun yazdığı kitapların çoğu zaten bende var. OKulumuzdaki satıştan kaç kitap alabileceğimi ben de bilmiyorum. Kitap okumanın da zor yanlarından biri de bu olsa gerek!
      Onun kitaplarına diyecek hiç bir şeyim yok, hepsi çok güzel kitaplar. Hatta Sevim Ak'ın kitaplarını herkese tavsiye ediyorum!!

11 Şubat 2013 Pazartesi

SAKIZ KIZIN GÜNLERİ

Yazar: Sevim Ak
Resimleyen: Behiç Ak
Sayfa: 117
Basım Yılı: 1. Basım - 2003 2. Basım - 2006
Okuduğum Tarih: Şubat 2013
Özet: Bu kitabın başkahramanı Sakız adında bir kız çocuğu. Okurken sanki anlattıklarını yaşıyormuş gibi oldum. Çok eğelenceli ve sürükleyici bir kitaptı. Aytaşı ile yaşadığı maceralar, Rüzgar Adam'a duyduğu sevgi, şeker hastası olan dedesinin "Bazen ufak tefek yalanların bir zararı olmaz" demesiyle başlayan o acıklı öykü... Bu kitap beni çok etkiledi. Gerçekten Sevim Ak çocuklara nasıl kitaplar yazacağını çok iyi biliyor. Şu an onun hayranıyım diyebilirim!

4 Şubat 2013 Pazartesi

BUNUN ADI FİNDEL

Bu kitap bizim özetini çıkarmamız istenilen sömestr ödevimiz:




Yazar: Andrew Clements
Resimleyen: Brian Selznick
Çeviren: Mine Kazmaoğlu
Sayfa:112
Basım Yılı: 1.Basım – 2007    9. Basım – 2011
Okuduğum Tarih: Şubat 2013
Özet:
      Bu kitabın büyük ödüller almasına şaşmamalı! Gerçekten ve gerçekten şu ana kadar okuduğum en güzel kitaplar listesinde yerini aldı. Şu sıralar ben de yazmaya çalışıyorum; ama ne yazık ki aklıma hiç böyle fikirler gelmiyor. Bu büyük yazarlar işlerini çok iyi biliyorlar. Bir gün benim de kitabım çıksa ne güzel olurdu…
      Nick, hem akıllı hem de haylaz bir çocuk olmasına rağmen Edebiyat öğretmeninin kalbini yumuşatmayı başarıyor. Hem, sınıfı tropik adalara dönüştürebilmek kimin aklına gelirdi ki?! Aslında sözlükle ilgili soru işaretleri benim kafamda da var. Bazılarına bu kitapta cevap bulabildim. Bu kitapta benim en çok hoşlandığım şey en arka sayfadaki söz:
     “Bu nesne Bayan Lorelei Granger’a aittir ve kendisi bunu istediği gibi adlandırabilir…”
       Nick’in “kalem” kelimesi yerine “FİNDEL” kelimesini kullanması sadece bir oyunken, on yıl sonra sözlüklerde bile yazabilmesi olağandışı bir şey bence. Kim diyor “Kalem kalemdir!” diye? Eee biz diyoruz. Peki biz findel dersek?...    

...!...

     Bugün, Akkılıç Kütüphanesi'ne üye oldum. Orada çok güzel kitaplar var. Okumak istediğim bütün kitaplar var. Kütüphaneyi herkese tavsiye ediyorum. Oradan "Sakız Kızın Günleri" adında bir kitap aldım. Şu an onu okuyorum. Son bölümdeyim. Bitirir bitirmez burada paylaşacağım...

2 Şubat 2013 Cumartesi

MUTLULUK ve MUTSUZLUK



Yazar: Briggite Labbé – Michel Puech
Resimleyen: Jacques Azam
Çeviren: Azade Aslan

Sayfa: 39
Basım Yılı: 8. Baskı – Yıl?
Okuduğum Tarih: Ocak 2013



Özet: Bu kitap aklıma hiç gelmeyen ve hiç düşünmediğim bir konu içeriyordu: Mutluluk ve Mutsuzluk. Kitapta, mutsuzluğun mutluluktan daha ilgi çekici olduğu söyleniyor. Aslına bakarsanız, düşünüldüğünde gerçekten öyle. Bu kitabı büyük, küçük herkes okumalı bence. (Sayfa sayısına bakmayın!)
 

UÇURTMAM BULUT ŞİMDİ

Yazar: Sevim Ak
Resimleyen: Behiç Ak
Sayfa: 84
Basım Yılı: 1.Basım – 2003   2.Basım – 2004
Okuduğum Tarih: Aralık 2012
Özet: Bu kitapta tam on dört hikâye var: Uçurtmam Bulut Şimdi, Satılık Kitap, Yağmur Bulutu, Pisipisiotları, Elişi Kağıtları, Büyümek istiyorum, Bir Buluş, Bir Çığlık, Gözlerimi Geri Verin, Zamanı Gelmeden, Dut Ağacının Korkusu, Herkesin Bir Yıldızı Mı Var? Vitrindeki Mavi Bahçıvan ve Öyle Bir Gün. Hepsi de birbirinden güzel ve tatlı öyküler. Ayrıca Sevim Ak’ın kitaplarını herkese tavsiye ederim… 

1 Şubat 2013 Cuma

MASAL MASAL İÇİNDE


Yazar: Ahmet Ümit
İllüstrasyonlar: Murat Bingöl
Sayfa: 143
Basım Yılı: 3.Baskı – 2012
Okuduğum Tarih: Aralık 2012
Özet: Şu ana kadar okuduğum en güzel kitaplardan biri! Gerçekten MÜTHİŞ! İlk defa Ahmet Ümit’in kitabını okudum. Daha çok polisiye yazdığını duymuştum aslında. Kitabı tek olumsuz kılan kapağı! Bu kadar güzel bir kitaba hiç yakışmamış. Kitap kapağı da yazmak kadar önemli bence. Kitap alırken oturup, kitabı okuyup, sonra mı alıyoruz? Tabii ki kapaklarına bakarak. Onu okumadan önce sinir bozucu ve sıkıcı bir kitap olduğunu düşünmüştüm. O yüzden Kitap, yazmaktan daha fazlasıdır.” 

*  Tamamen kendi sözüm.

PIRTLATAN BAL

Yazar: Aziz Nesin
Resimleyen: Mustafa Delioğlu
Sayfa: 93
Basım Yılı: 13. Basım – 43.000 adet – Yıl?
Okuduğum Tarih: Aralık 2012
Özet: Şu ana kadar ilk defa Aziz Nesin’in kitabını okudum. Gerçekten çok komik ve öğreten şeyler yazıyor. Aynı Nasrettin Hoca gibiJ Bu kitabı bir oyundu. Tiyatro oyunu. Paracı, paracının karısı, Şakşak, nine… Daha çok cömertlik ve paylaşmanın anlatıldığı bu kitap eğlenceliydi.

KONUŞAN KEDİ

Yazar: Claude Roy
Resimleyen: Ferit Avcı
Sayfa: 90
Basım Yılı: 1. Basım – Aralık 2011
Çeviren: Tan Oral
Okuduğum Tarih: Aralık  2012
Özet: Bu kitap, bir kedinin garip bir ot yemesiyle başlıyor. Nasıl olduğunu ben de anlamadım; fakat Gaspard adında bir kedi ot yiyor! Demin bahsettiğim, gördüğü o garip otu yiyor ve küçük bir bebeğin tonunda konuştuğunu fark ediyor. Evde de kimse yok. Gaspard büyük bir korku içinde ve üzüntü içinde tavan arasına çıkıp, yatağına yatıyor. Asıl ilginç olan, Gaspard’ın korkusunun ve üzüntüsünün nedeninin; insanların onu fark ettiğinde bir sürü DNA örnekleri alacakları, bir sürü yarışma ve siyasi konularda onu de görevlendirecekleri! O kitapta çok güzel bir söz var: “Mutlu hayat göze batmadan yaşayabilenindir.”   Her neyse. Şimdi gel gelelim, Gaspard’ın sahibi (Bu bir çocuk) onun konuştuğunu öğreniyor. Bunu annesi ve babasından saklayabilmek için tıpkı bir vantrilok olmak için çalışıyormuş gibi dudaklarını oynatmadan, Gaspard’ın da boynuna bir atkı sararak gösteriler yapıyor. Ama tabii ki annesi ve babası bu durumu öğreniyor. Kitap da burada bitiyor. Yine de bana kalırsa yarım kalmış bir hikâye.

31 Ocak 2013 Perşembe

VANİLYA KOKULU MEKTUPLAR

Yazar: Sevim Ak
Resimleyen: Behiç Ak
Sayfa: 127
Basım Yılı: Nisan 2002 (1) 2003 (2) 2004 (3)

Okuduğum Tarih: Kasım 2012
Özet: Bu kitabın başkahramanı Kıymık adında bir çocuk. Kıymık’ın annesi ile babası ayrı oldukları için bir süre anneannesinde kalıyor. Kitapta anneannesiyle kaldığı süre içerisinde yaşadıkları anlatılıyor. Bir gün Kıymık’a uzun zaman önce ölmüş dedesine gelen otuz yıllık bir mektup geliyor. Mektup hem vanilya kokuyor hem de bir masaldan oluşuyor! Daha sonra mahalledeki başka kişilere de bu şekilde mektuplar geliyor ve hepsi de vanilya kokuyor. Bu gidişle kendini büyük bir dedektif olarak gören Kıymık, bu gizemi araştırmaya başlar ve bu mektupları yazanın Postacı Bay Güleryüz olduğunu ortaya çıkarır. Güleryüz, artık postacılığı bırakacağı ve insanlar için mektuplar yazacağını söylüyor…

GEÇMİŞE TIRMANAN MERDİVEN

Yazar: Behiç Ak
Resimleyen: Behiç Ak
Sayfa: 91
Basım Yılı: Kasım 2012
Okuduğum Tarih: Kasım 2012
Özet: Bu kitapta Doğaç adında bir çocuğun yazarlık maceraları anlatılıyor. Çocukların bahçesinde oyun oynadığı tarihi bir Boğaziçi köşküne bir yazar taşınıyor ve gizem böyle başlıyor. Bir gün çocuklardan babalarını anlatan bir kompozisyon yazmalarını istiyor. Fakat Doğaç’ın babası yok. En çok beğenilen kompozisyon Sultan’ın kompozisyonu oluyor ve yazarla tanışma hakkı ona veriliyor. Doğaç ise yazarla tanışma hakkı elinden alınmış gibi hissediyor. Bu duruma çok öfkelenen Doğaç, yazara bir sürü hikâye yazıp gönderiyor. Veee  bu sayede gizem çözülmeye başlıyor…







BEYAZ YELE


                                                                                                                    
Yazar: René Guillot  
Çeviren: Ela Güntekin
Resimleyen: Mustafa Delioğlu
Sayfa: 116
Basım Yılı: 1.basım – 1981 / 27.basım – Ocak 2012

Okuduğum Tarih: Kasım 2012
Özet: Bu romanda on iki yaşındaki Folko adında bir çocuk ile bembeyaz bir at arasındaki dostluk anlatılıyor. Bataklıkta başlayıp, denizde biten müthiş bir dostluk romanı. Folko, yüreği  sevgiyle dolu yoksul bir balıkçı çocuğu. Beyaz Yele ise başıboş at sürüleriyle özgürce dolaşan, kimsenin ele geçiremediği, yabanıl, bembeyaz bir yılkı atı, bir prens.