31 Ocak 2013 Perşembe

VANİLYA KOKULU MEKTUPLAR

Yazar: Sevim Ak
Resimleyen: Behiç Ak
Sayfa: 127
Basım Yılı: Nisan 2002 (1) 2003 (2) 2004 (3)

Okuduğum Tarih: Kasım 2012
Özet: Bu kitabın başkahramanı Kıymık adında bir çocuk. Kıymık’ın annesi ile babası ayrı oldukları için bir süre anneannesinde kalıyor. Kitapta anneannesiyle kaldığı süre içerisinde yaşadıkları anlatılıyor. Bir gün Kıymık’a uzun zaman önce ölmüş dedesine gelen otuz yıllık bir mektup geliyor. Mektup hem vanilya kokuyor hem de bir masaldan oluşuyor! Daha sonra mahalledeki başka kişilere de bu şekilde mektuplar geliyor ve hepsi de vanilya kokuyor. Bu gidişle kendini büyük bir dedektif olarak gören Kıymık, bu gizemi araştırmaya başlar ve bu mektupları yazanın Postacı Bay Güleryüz olduğunu ortaya çıkarır. Güleryüz, artık postacılığı bırakacağı ve insanlar için mektuplar yazacağını söylüyor…

GEÇMİŞE TIRMANAN MERDİVEN

Yazar: Behiç Ak
Resimleyen: Behiç Ak
Sayfa: 91
Basım Yılı: Kasım 2012
Okuduğum Tarih: Kasım 2012
Özet: Bu kitapta Doğaç adında bir çocuğun yazarlık maceraları anlatılıyor. Çocukların bahçesinde oyun oynadığı tarihi bir Boğaziçi köşküne bir yazar taşınıyor ve gizem böyle başlıyor. Bir gün çocuklardan babalarını anlatan bir kompozisyon yazmalarını istiyor. Fakat Doğaç’ın babası yok. En çok beğenilen kompozisyon Sultan’ın kompozisyonu oluyor ve yazarla tanışma hakkı ona veriliyor. Doğaç ise yazarla tanışma hakkı elinden alınmış gibi hissediyor. Bu duruma çok öfkelenen Doğaç, yazara bir sürü hikâye yazıp gönderiyor. Veee  bu sayede gizem çözülmeye başlıyor…







BEYAZ YELE


                                                                                                                    
Yazar: René Guillot  
Çeviren: Ela Güntekin
Resimleyen: Mustafa Delioğlu
Sayfa: 116
Basım Yılı: 1.basım – 1981 / 27.basım – Ocak 2012

Okuduğum Tarih: Kasım 2012
Özet: Bu romanda on iki yaşındaki Folko adında bir çocuk ile bembeyaz bir at arasındaki dostluk anlatılıyor. Bataklıkta başlayıp, denizde biten müthiş bir dostluk romanı. Folko, yüreği  sevgiyle dolu yoksul bir balıkçı çocuğu. Beyaz Yele ise başıboş at sürüleriyle özgürce dolaşan, kimsenin ele geçiremediği, yabanıl, bembeyaz bir yılkı atı, bir prens.