28 Şubat 2013 Perşembe

DOMATES SAÇLI KIZ

Yazar: Sevim Ak
Resimleyen: Behiç Ak
Okuduğum Tarih: Şubat 2013
Basım Yılı: 13. Basım - Ağustos 2011
Sayfa: 190
Özet: Bu kitabın biraz acıklı olduğunu söyleyebilirim. Doğduğundan beri tetiştirme yurdunda kalan bir kızın romanı bu... Kızın adı Güneş'tir
Birgün yetiştirme yurdunun kapısında bir bebek bulunur. Bu Güneş'tir. Kız, dokuz yaşına kadar orada kalır ve büyür. Aynı zamanda orada bir sürü arkadaş edinir: Yıldız, Su, Kiraz, Erik, Işık... Yetiştirme yurdunda kendine en yakın hissetiği, doğduğundan beri hep onun yanında olan, onu evine götürüp tıpkı bir anne gibi  bakan Sulak Annesini çok sever.
Sonra işler karışmaya başlar ve Güneş'in geçek annesi onu alıp evine götürür. Annesi Güneş'in babasıyla boşanıp, başka bir adamla evlenmiştir ve onun da bir oğlu vardır. Güneş, evdekilerle hiç iyi geçinemez, hep yalnız kaldığını düşünür...
Sevim Ak'ın en çok sevdiğim kitabı olan Domates Saçlı Kız'ı herkese tavsiye ediyorum!

EN SEVDİĞİM YAZARLARDAN BİRİ: SEVİM AK



Geçen gün Sevim Ak sonunda okulumuza geldi! Yazar olmasına şaşmamak lazım aslında. Bu bakımdan çok renli bir geçmişi var. Eskiden küçük bir mahallede otururmuş. Zaten kitapları da hep mahalle aralarında, sokaklarda geçiyor.
Konferans yapılırken birbirinden ilginç ve güzel sorular geldi:
"İlham kaynağınız nedir?"
"Behiç Ak'ın resimlediği çoğu kitabınızın kapaklarında kedi resimleri var. Bunun özel bir nedeni var mı?"
"Kitap kapaklarınız çok ilgi çekici ve değişik. Bunlar nereden aklınıza geliyor?"
İşte daha bunun gibi pek çok sorular...
Sevim Ak, bunlara sırasıyla şöyle cevap verdi:
"Her zaman yanımda bir defter bulundururdum ve yaşadığım olayları yazardım. Buunların hepsi benim için çok değerli ilham kaynakları..."
" İkimiz de kedileri çok seviyoruz. Şu an o da kedi besliyor ve benim de evimde iki tane kedi var. Kediler çok güzel hayvanlar..."
"Kitaplarımı yazdıktan sonra, en son aşama benim için başlık bulmaktır ve bu çok zordur. Günlerce düşünürüm ve başlık bulamam. Son anda "Kitabınıza bir saat içinde başlık bulmalısınız" denildiğinde elim ayağıma dolaşır ve bir başlık bulabilirim o yüzden başlıklarım hep saçmasapan olur :)"



 
Kitap imzalatma zamanı geldiğinde, ben onun en sevdiğim kitaplarından biri olan "Domates Saçlı Kız" kitabını imzalattım. Okitabı gerçekten çok seviyorum...

Satıştan aldığım kitaplar ise: "Saçlarında Soru İşaretleri"
                                                  "Şarkını Denizlere Söyle"
                                                  "Az Buçuk Teo"
Bu kitaplara da şüphesiz hayran kalacağım...








TELEVİZYONA DÜŞEN ÇOCUK GİP

Yazar: Giani Robari
Resimleyen: Sedat Girgin
Çeviren: Eren Cendey
Okuduğum Tarih: Şubat 3013
Basım Yılı: 1. Basım - 2009
                    2.Basım - 2010
Sayfa: 189
Özet: Almadan önce bu kitabın 1970'de Andersen ödülü aldığını gördüm ve "Bu kitabı okumalıyım" diye düşündüm. Yine de yanılmışım. Bana göre bir kitap değilmiş. Ama yine de televizyon seyretmeyi seven, televizyonla arası iyi olan kişilere tavsiye ediyorum. Hiç şüpe yok ki beğeneceklerdir.

26 Şubat 2013 Salı

SEVİM AK

      Bugün okuldayken, okulumuza SEVİM AK'ın geleceğini duydum ve şok oldum! Gerçi biz birinci sınıftayken de gelmişti;ama bir daha geleceğini bilmiyordum. Fakat şöyle bir sorun var: Onun yazdığı kitapların çoğu zaten bende var. OKulumuzdaki satıştan kaç kitap alabileceğimi ben de bilmiyorum. Kitap okumanın da zor yanlarından biri de bu olsa gerek!
      Onun kitaplarına diyecek hiç bir şeyim yok, hepsi çok güzel kitaplar. Hatta Sevim Ak'ın kitaplarını herkese tavsiye ediyorum!!

11 Şubat 2013 Pazartesi

SAKIZ KIZIN GÜNLERİ

Yazar: Sevim Ak
Resimleyen: Behiç Ak
Sayfa: 117
Basım Yılı: 1. Basım - 2003 2. Basım - 2006
Okuduğum Tarih: Şubat 2013
Özet: Bu kitabın başkahramanı Sakız adında bir kız çocuğu. Okurken sanki anlattıklarını yaşıyormuş gibi oldum. Çok eğelenceli ve sürükleyici bir kitaptı. Aytaşı ile yaşadığı maceralar, Rüzgar Adam'a duyduğu sevgi, şeker hastası olan dedesinin "Bazen ufak tefek yalanların bir zararı olmaz" demesiyle başlayan o acıklı öykü... Bu kitap beni çok etkiledi. Gerçekten Sevim Ak çocuklara nasıl kitaplar yazacağını çok iyi biliyor. Şu an onun hayranıyım diyebilirim!

4 Şubat 2013 Pazartesi

BUNUN ADI FİNDEL

Bu kitap bizim özetini çıkarmamız istenilen sömestr ödevimiz:




Yazar: Andrew Clements
Resimleyen: Brian Selznick
Çeviren: Mine Kazmaoğlu
Sayfa:112
Basım Yılı: 1.Basım – 2007    9. Basım – 2011
Okuduğum Tarih: Şubat 2013
Özet:
      Bu kitabın büyük ödüller almasına şaşmamalı! Gerçekten ve gerçekten şu ana kadar okuduğum en güzel kitaplar listesinde yerini aldı. Şu sıralar ben de yazmaya çalışıyorum; ama ne yazık ki aklıma hiç böyle fikirler gelmiyor. Bu büyük yazarlar işlerini çok iyi biliyorlar. Bir gün benim de kitabım çıksa ne güzel olurdu…
      Nick, hem akıllı hem de haylaz bir çocuk olmasına rağmen Edebiyat öğretmeninin kalbini yumuşatmayı başarıyor. Hem, sınıfı tropik adalara dönüştürebilmek kimin aklına gelirdi ki?! Aslında sözlükle ilgili soru işaretleri benim kafamda da var. Bazılarına bu kitapta cevap bulabildim. Bu kitapta benim en çok hoşlandığım şey en arka sayfadaki söz:
     “Bu nesne Bayan Lorelei Granger’a aittir ve kendisi bunu istediği gibi adlandırabilir…”
       Nick’in “kalem” kelimesi yerine “FİNDEL” kelimesini kullanması sadece bir oyunken, on yıl sonra sözlüklerde bile yazabilmesi olağandışı bir şey bence. Kim diyor “Kalem kalemdir!” diye? Eee biz diyoruz. Peki biz findel dersek?...    

...!...

     Bugün, Akkılıç Kütüphanesi'ne üye oldum. Orada çok güzel kitaplar var. Okumak istediğim bütün kitaplar var. Kütüphaneyi herkese tavsiye ediyorum. Oradan "Sakız Kızın Günleri" adında bir kitap aldım. Şu an onu okuyorum. Son bölümdeyim. Bitirir bitirmez burada paylaşacağım...

2 Şubat 2013 Cumartesi

MUTLULUK ve MUTSUZLUK



Yazar: Briggite Labbé – Michel Puech
Resimleyen: Jacques Azam
Çeviren: Azade Aslan

Sayfa: 39
Basım Yılı: 8. Baskı – Yıl?
Okuduğum Tarih: Ocak 2013



Özet: Bu kitap aklıma hiç gelmeyen ve hiç düşünmediğim bir konu içeriyordu: Mutluluk ve Mutsuzluk. Kitapta, mutsuzluğun mutluluktan daha ilgi çekici olduğu söyleniyor. Aslına bakarsanız, düşünüldüğünde gerçekten öyle. Bu kitabı büyük, küçük herkes okumalı bence. (Sayfa sayısına bakmayın!)
 

UÇURTMAM BULUT ŞİMDİ

Yazar: Sevim Ak
Resimleyen: Behiç Ak
Sayfa: 84
Basım Yılı: 1.Basım – 2003   2.Basım – 2004
Okuduğum Tarih: Aralık 2012
Özet: Bu kitapta tam on dört hikâye var: Uçurtmam Bulut Şimdi, Satılık Kitap, Yağmur Bulutu, Pisipisiotları, Elişi Kağıtları, Büyümek istiyorum, Bir Buluş, Bir Çığlık, Gözlerimi Geri Verin, Zamanı Gelmeden, Dut Ağacının Korkusu, Herkesin Bir Yıldızı Mı Var? Vitrindeki Mavi Bahçıvan ve Öyle Bir Gün. Hepsi de birbirinden güzel ve tatlı öyküler. Ayrıca Sevim Ak’ın kitaplarını herkese tavsiye ederim… 

1 Şubat 2013 Cuma

MASAL MASAL İÇİNDE


Yazar: Ahmet Ümit
İllüstrasyonlar: Murat Bingöl
Sayfa: 143
Basım Yılı: 3.Baskı – 2012
Okuduğum Tarih: Aralık 2012
Özet: Şu ana kadar okuduğum en güzel kitaplardan biri! Gerçekten MÜTHİŞ! İlk defa Ahmet Ümit’in kitabını okudum. Daha çok polisiye yazdığını duymuştum aslında. Kitabı tek olumsuz kılan kapağı! Bu kadar güzel bir kitaba hiç yakışmamış. Kitap kapağı da yazmak kadar önemli bence. Kitap alırken oturup, kitabı okuyup, sonra mı alıyoruz? Tabii ki kapaklarına bakarak. Onu okumadan önce sinir bozucu ve sıkıcı bir kitap olduğunu düşünmüştüm. O yüzden Kitap, yazmaktan daha fazlasıdır.” 

*  Tamamen kendi sözüm.

PIRTLATAN BAL

Yazar: Aziz Nesin
Resimleyen: Mustafa Delioğlu
Sayfa: 93
Basım Yılı: 13. Basım – 43.000 adet – Yıl?
Okuduğum Tarih: Aralık 2012
Özet: Şu ana kadar ilk defa Aziz Nesin’in kitabını okudum. Gerçekten çok komik ve öğreten şeyler yazıyor. Aynı Nasrettin Hoca gibiJ Bu kitabı bir oyundu. Tiyatro oyunu. Paracı, paracının karısı, Şakşak, nine… Daha çok cömertlik ve paylaşmanın anlatıldığı bu kitap eğlenceliydi.

KONUŞAN KEDİ

Yazar: Claude Roy
Resimleyen: Ferit Avcı
Sayfa: 90
Basım Yılı: 1. Basım – Aralık 2011
Çeviren: Tan Oral
Okuduğum Tarih: Aralık  2012
Özet: Bu kitap, bir kedinin garip bir ot yemesiyle başlıyor. Nasıl olduğunu ben de anlamadım; fakat Gaspard adında bir kedi ot yiyor! Demin bahsettiğim, gördüğü o garip otu yiyor ve küçük bir bebeğin tonunda konuştuğunu fark ediyor. Evde de kimse yok. Gaspard büyük bir korku içinde ve üzüntü içinde tavan arasına çıkıp, yatağına yatıyor. Asıl ilginç olan, Gaspard’ın korkusunun ve üzüntüsünün nedeninin; insanların onu fark ettiğinde bir sürü DNA örnekleri alacakları, bir sürü yarışma ve siyasi konularda onu de görevlendirecekleri! O kitapta çok güzel bir söz var: “Mutlu hayat göze batmadan yaşayabilenindir.”   Her neyse. Şimdi gel gelelim, Gaspard’ın sahibi (Bu bir çocuk) onun konuştuğunu öğreniyor. Bunu annesi ve babasından saklayabilmek için tıpkı bir vantrilok olmak için çalışıyormuş gibi dudaklarını oynatmadan, Gaspard’ın da boynuna bir atkı sararak gösteriler yapıyor. Ama tabii ki annesi ve babası bu durumu öğreniyor. Kitap da burada bitiyor. Yine de bana kalırsa yarım kalmış bir hikâye.